Bu Blogda Ara

31 Mart 2011 Perşembe

Enginar Çanağında Kavurma

İlk kez dondurulmuş sebze reyonundan satın almıştım enginarı hem de garnitürlü olarak. Annemle birlikte pişirmiştik ama işin içinde annem olmasına rağmen hiç de sevmemiştim. Fakat buna rağmen gözüm hep enginarlarda kalmıştı. Evin yakınındaki markette sadece enginarlar için bir tezgah ve o tezgahta hiç durmadan enginarları temizleyip doğrayıp paketleyen ve her gelen geçene enginarın faydalarını anlatıp satın alınmasını salık veren bir amca var. Yine markette gezinirken aynı amca temizlediği enginarları çiğ çiğ oradan gelip geçenlere yedirmeye çalışıyordu. Tabi amcanın gözünden kaçmadım ve beni de yakalayıp enginarları çiğ çiğ yedirmeye kalktı. Tek kaçışın enginar almak olduğunu fark edince ben de hemen ufak bir enginar torbası kapıverdim. İki gün buzdolabı bekledikten sonra ben bunu nasıl pişirsem derken aklıma kıymalı yapmak geldi. Veee işte tüm uyduruk denemelerimin üzerine ortaya bu leziz enginar dolması çıktı. İşte tarifi :

Neler Kullandım :

4 adet enginar
300 gr kıyma
1 baş soğan
1 adet kırmızı biber
1 küçük paket dolmalık fıstık
1 çorba kaşığı zeytin yağı (riviera)
2 kibrit kutusu büyüklüğünde beyaz peynir
Dilediğiniz kadar tuz ve karabiber

Nasıl Yaptım :

Daha önceki tariflerimde de bahsettiğim gibi benim vita cuisine 'm var enginarları ben 18 dakika 1 numaralı sepette pişirdim. Sizde buharlı pişirici yoksa tencerenin içine enginarları geçecek kadar su koyup enginarlar yumuşayıncaya kadar haşlayabilirsiniz. Enginarlar haşlanırken soğanlarımızı ve kırmızı biberimizi minik küpler halinde doğradım. Doğradığım soğanları yağımı koyduğum tavada hafif saydamlaşıncaya kadar soteledim ardından kırmızı biberlerimi de ekledim. Kırmızı biberlerde hafif yumuşamaya başlayınca fıstıkları ekleyip bir iki kez karıştırdım. En son kıymamı ekleyip kavurmaya başladım. Altını kapatmama yakın tuz ve baharatını da ekleyip 2-3 tur daha karıştırıp ocaktan aldım. Elde ettiğim kıyma kavurmasını enginarların içine doldurdum. Doldurduğum enginarları hafif yağladığım fırın kabına yerleştirdim. En son her birinin üzerine ezdiğim peynirimi paylaştırdım ve önceden ısıtılmış 200 derecelik fırında peynirler kızarana kadar pişirdim. Afiyetle yedik. Size de afiyet olsun ;)

Senay'dan Notlar : Enginar bu tarifle benim için sık sık pişirilebilecek yemekler kategorisine girmiş oldu. Hatta şık bir yemek davetinde bence harika bir başlangıç olur.

13 Mart 2011 Pazar

Bezelyeli Patates Salatası

Yemek denemelerimi resimleyip bir bloga aktarmaya ilk karar verdiğim süreçte denediğim bir salataydı bu uyduruk ama lezzetli salata. Gerçi daha sonra başka bloglardaki seyahatlerim sırasında buna çok benzer bir tarife denk geldim üstelik onun resimleri harikaydı. Açıkçası çok kıskandım ve biraz da cesaretim kırıldı. Çünkü yeteneksizliğim sayesinde harika yemeklerimin resimleri nedense hep çok kötü çıkıyor.Laf aramızda yavaş yavaş bu kötü fotoğrafları kanıksamaya da başladım. Her neyse gelelim kötü fotoğraflı ama aslında görüntüsü de en az lezzeti kadar güzel olan salatamı nasıl yaptığıma :

Neler Kullandım

5 orta boy patates
1 küçük kutu bezelye konservesi
4 dal taze soğan
1 dal taze sarımsak
5 çorba kaşığı yoğurt
1 çorba kaşığı mayonez
Dilediğiniz kadar tuz ve karabiber

Nasıl Yaptım : Ben patatesleri haşlamak için tefalin vita cuisine kullandım eğer sizde de varsa patateslerin kabuğunu soyup dörde bölün ve 1 numaralı haznede 16 dk pişirin. Eğer sizde tefalin vita cuisine si yoksa üzülmeyin çünkü klasik yöntemlerle de salatayı kolayca yapabilirsiniz. Bunun için patatesleri iyice yıkadıktan sonra bir tencereye koyuyoruz ve patateslerin üzerini geçecek kadar su ekleyerek haşlıyoruz. (Bir çatal batırdığınızda çatal rahatlıkla patatesin içine giriyorsa pişmiştir.) Pataesler haşlanırken taze soğanı ve taze sarımsağı da minik minik doğradım. Doğradığım taze sarımsakları aroması yoğurda geçsin diye yoğurda karıştırdım. Taze sarımsaklı yoğurduma 1 çorba kaşığı mayonezimi de ekleyerek iyice karıştırdım. Başka bir yerde de süzdürdüğüm bezelyelerimle taze soğanlarımı karıştırdım. Haşlanmış patateslerimi de soyup küp küp doğrayıp bezelye ve taze soğanlarla karıştırdım. Yoğurtlu karışımı eklemeden önce de tuzunu ve karabiberini ekledim. Son olarak yoğurtlu karışımı patateslerimin üzerine dökerek hepsini harmanlayıp servise hazır hale getirdim. Afiyet olsun ...

Ballı Karaturp (Öksürüğe Birebir)

Aslında çok ilgilendiğim ya da hoşuma giden bir konu değildir bitkisel ilaçlar genellikle ufak bir rahatsızlık da olsa doktora gitmek gerektiğini düşünür ve doktorun dediklerini harfiyen yerini getiririm fakat bundan 7-8 ay önce o kadar çaresiz kaldık ki işte o çaresizlik tanıştırdı beni bu mucize karışımla.Ablamın hamileliğinin ilk dönemlerinde, ablam şiddetli soğuk algınlığı geçirdi ve bu soğuk algınlığı onda bitip tükenmek bilmeyen kuru bir öksürüğe dönüşmüştü. İlaç da kullanamadığı için çaresizce ailecek çözüm yolları aramaya başladığımız bir süreçte çok değerli bir arkadaşımdan duymuştum ballı karaturp karışımını, ardından da yine ablamın arkadaşlarından da aynı öneriyi alarak bu tarifin güvenirliğini bir kez daha teyit etmiştim. Kısa süre önce ise Tolgacığım soğuk algınlığı geçirdi ve soğuk algınlığı sonrasında yerini kuru öksürüğe bıraktı. Tabi ben de soluğu markette aldım. Yaptığım karışımı kullandıktan 2-3 gün sonra Tolga'nın öksürüğünden eser kalmadı. Şimdi gelelim bu mucizevi karışımı nasıl yaptığıma :

Ne Kullandım :

1 Büyük kara turp
4-5 Yemek kaşığı kaliteli hakiki bal
1 Çay kaşığı zencefil tozu

Nasıl Yaptım :

Turpu iyice yıkayıp süzdürdükten sonra üstünden tıpkı portakal kesiyor gibi keserek daha sonra yine üzerine kapatmak için kullanılabilecek şekilde kapak kestim. Ardından bir oyacak yardımıyla içini oyup turpu mini bir çanak haline getirdim. Çanak haline getirdiğim turpun altına bıçak yardımıyla mini kesiler attım ki bal rahatça süzülebilsin diye. Sonra zencefili balın içine karıştırıp karışımı mini turp çanağıma koydum. Turpumu da ağzı çok geniş olmayan bir kaseye oturtup başta kestiğim kapağını üzerine yerleştirdim. 1 tam gün bu şekilde serin bir yerde bekleterek süzülmesini sağladım. Tabi tüm balın süzülmesi iki günü filan aldı ama biz birinci günün sonunda hizmete açtık. Bu arada 1 gün geçtikten sonra turp biraz büzüşüyor bu sebeple turbu kasenizin içine düşmesin diye daha küçük bir kaseye ya da bardağa almanızı tavsiye ederim. Evet gelelim elde ettiğimiz karışımı nasıl içeceğimize. Tolga sabah 1 akşam 1 olmak üzere günde 2 tatlı kaşığı içti. Zaten topu topu iki tam gün bir de üçüncü günün sabahı içti.

Senaydan Notlar :Zencefil koymak tamamen benim fikrimdi bu sebeple hassas bünyeler, hamileler ve çocuklarda nasıl bir etki yapacağıyla ilgili hiçbir fikrim yok. Kısacası pek emin değilseniz zencefilin sizde yapacağı etkiler koymamanızı öneririm. Bu arada turbun keskin ve kekremsi kokusu sebebiyle karışımın kokusu insanda tadının da çok kötü olması beklentisini yaratıyor fakat rahat olun tadı beklenenin aksine güzel bile sayılır.

10 Mart 2011 Perşembe

Blog' uma DOKUNMAA

Yaklaşık 10 gündür yani neredeyse blogspot yasaklandığından beri canım hiç bloguma girip yazmak istemedi. Beni kimsecikler okuyamayacaksa neden yazayım ki diye bir mantık yürütmüştüm. Fakat artık inadına yazmaya devam etmem gerektiğine karar verdim. Baksanıza iki satır önce sanki blogum ve keyifle takip ettiğim bir çok blog +18 miş gibi yasaklandı diyiveriyorum. Ama bir türlü içime sindiremiyorum. İçime sindiremiyorum çünkü çoğunluğun emek emek hazırladığı, kendinden bir parça olduğu için paylaştığı blogları sorumsuz, kendini bilmez emek avcıları sebebiyle kapanıyor. İnanın kapatılmış olması değil içime sindiremediğim kapatılma sebebi. Maalesef ülkemizde pek bir marifet sayılıyor birçoklarının para ödeyerek aldıklarını usulsüzce, dolandırıcılıkla ucuza ya da bedavaya almak. Ama artık tepki vermenin, sessiz kalmamanın zamanıdır. Sizde bir yerlerden ulaşıp beni okuyabildiyseniz lütfen verdiğim bağlantıya girerek en azından kendini bilmez insanların yaptığı korsan yayınlar sebebiyle kapanan binlerce blogun tekrar aktif hale gelmesini sağlayabilirsiniz.Tepki vermeye bir yerden başlayalım...